Bilinçli farkındalık, yani “mindfulness” yargısız ve açık bir şekilde şu ana dikkatimizi vermek ve anda olana odaklanmaktır. Zaman zaman bunu yapmanın ne kadar zor olabildiğini kendi yaşamında fark etmiş olabilirsin… Bazen zihnimiz geçmişte olanlara, pişmanlıklara veya gelecekte neler yapabileceğine takılıp kalabilir ve anı yaşamakta zorlanabilir. Yetişkinlerin artık kalıplaşmış bir düşünce ve zihin yapısı vardır ve bu, yargısız yaklaşmayı kimi zaman zorlaştırır. Bu nedenle yetişkinlerin bilinçli farkındalık pratikleri yapması oldukça değerlidir. Peki, çocuklarda durum nasıl?
Şimdi, çocukluğunu hatırlamayı dene. Oyun oynarken dikkatinin tamamı o oyunda olduğu için annenin seslendiğini bile duymadığın olmuş muydu hiç? Veya dondurma yerken başka hiçbir şeyi düşünmeden sadece o lezzetin tadını çıkardığını hatırlıyor musun? Evet, çocuklar için anda olmak çok daha kolay ve doğal. Hatta çocukluk için yoğun bir şekilde şimdiki anda yaşamak desek abartmış olmayız. Özellikle küçük yaşlardaki çocukların anı nasıl bilinçli farkındalıkla deneyimleyebildiklerini daha da açık bir şekilde görebiliriz.
Bir çocuk çok sevdiği bir yiyeceği yiyorsa o anda sadece o yemeği yer. Onun tadını çıkarır, yemeğini keyifle tadar veya bir oyun oynarken dakikalarca, hatta saatlerce odaklı bir şekilde o oyunun içinde ve o anda kalabilir. Çocuklar oyun oynarken o anda dünya o oyundan ibaretmiş gibi davranır çoğu zaman. Ancak çocuklukta olan bu beceri yaş aldıkça unutulup yavaş yavaş sönümlenebilir. Tıpkı çoğumuzun deneyimlediği gibi… Bizler de büyük ihtimalle çocukken daha açık, yargısız ve anda olabiliyorduk.
Yaşla birlikte çocukların hayatına giren yeni dinamikler, sorumluluklar, yargılar bu açıklığın ve dikkatin azalmasıyla sonuçlanabilir. Bu nedenle çocukların bilinçli farkındalık durumlarını unutmadan korumalarına ve geliştirmelerine destek vermek önemli ve üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
Bilinçli farkındalık egzersizleri ve etkinlikleri işte tam bu noktada devreye giriyor. Bu egzersizler sayesinde çocukların yargısız ve açık hâllerini korumalarına, geliştirmelerine ve derinleştirmelerine yardımcı olabiliriz. Çok küçük yaşlardan itibaren yapılan farkındalık egzersizleriyle bu düşünce kasını güçlendirmek ve kalıcı hâle getirmek bu özelliği büyürken de taşımalarına ve devam ettirmelerine destek olur. Çocuklar varoluşları gereği etraflarına açık ve yargısız bir şekilde yaklaşırlar. Yetişkinler olarak bize düşen görev, çocuklara sunduğumuz bilinçli farkındalık pratikleriyle bu özelliğin yerleşmesine katkıda bulunmaktır.
Bir çocuk büyürken annesi, babası ve etrafındaki yetişkinler aracılığıyla bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimini sürdürür. Etrafındaki kişilerin çocuğa yaklaşımı ve davranışı sayesinde çocuk nasıl davranabileceğine dair ipuçları biriktirir. Bu nedenle çocuğun sahip olduğu bilinçli farkındalık hâlini korumasına yardımcı olabilmek için, bulunduğu çevredeki -özellikle aile ve okul- yetişkinlerin çocuğa bu şekilde yaklaşmaları önemli bir adım. Çocuklarla iletişim kurarken sabırlı, yargısız ve şefkatli olmayı denemeliyiz. Bu sayede yetişkini izleyen ve gözlemleyen çocuk da bu tavrı içselleştirebilir.
Bunun yanı sıra yetişkinler çocuğa yol gösterebilir, destek olabilir ve alan açabilir. Çocuklar zaten varoluşları gereği bu zihinsel sürece hazır olurlar. Yetişkinlerin bu noktada yerinde ve yeterli desteği vermesi çocuğun bu becerisini koruması için oldukça büyük bir kaynak. Peki, çocuklara bu konuda nasıl yol gösterebiliriz? Aslında cevap günlük hayatın ufacık ayrıntılarında gizli… Mesela okula giderken gördüğü yerleri, hayvanları, renkleri söylemesini sağlayabilir, bir meyveyi yerken o meyvenin tadını veya kokusunu tanımlamasını isteyebiliriz… Bu şekilde gün içinde birçok aktivite ve çalışma yapmak mümkün.
Eline Snel tarafından geliştirilen çocuklar için farkındalık egzersizlerini okullarda ve evlerde uygulamak da bir diğer önemli yöntem. Çocukların bedenleriyle temas kurmalarını sağlayabilir, bunu yaparken işin içine oyun dilini dâhil edebiliriz. Çocuk yogası aktiviteleri de çocukların anda olma kapasitelerinin gelişmesine ve bedenleriyle kurdukları temasın derinleşmesine olanak sağlayabilir.
Kreşteki, okuldaki veya evdeki yetişkinlerin dikkat etmesi gereken bir diğer önemli nokta bu egzersizlerin disiplin aracı olarak kullanılmaması. Çocuğu zorlamadan, onun keyif alabileceği bir şekilde hayatına dâhil etmeye odaklanmak gerek çünkü çocukların bu pratikleri kendi istekleriyle günlük hayatlarına taşıyabilmeleri bunu benimsemelerine ve sevmelerine bağlı olacaktır.
Bilinçli farkındalık kavramının yetişkinlerin dünyasındaki yerine ve katkılarına daha aşinayız. Son yıllarda ise çocuklarda bilinçli farkındalık kavramı da sıkça duymaya başladığımız bir konu olmaya başladı. Aslında çocuklardaki bilinçli farkındalık kavramının da yetişkinlerde olduğu gibi benzer beceri ve gelişmelere katkı sunduğunu söyleyebiliriz.
Ancak çocukların hâlihazırda sahip olduğu bu zihinsel açıklık, yargısızlık ve anda olma durumunun korunması ve geliştirilmesi başlı başına çok büyük bir faydayı beraberinde getiriyor. Nasıl mı? Zihinsel açıklık, çocuğun hem bu yaşında hem de gelecekteki yetişkin hâlinde fiziksel ve duygusal dayanıklılığını sağlayan önemli bir koruyucu faktör. İşte bu nedenle bilinçli farkındalık alanında çocuklarla yapılan çalışmaların faydaları araştırılmaya, gözlenmeye ve büyük ölçüde önemsenmeye başlandı.
Peki, çocuklarda bilinçli farkındalığın yararları neler olabilir? İlk olarak şunu söyleyebiliriz ki anda olma ve yargısız yaklaşım çocuğun dikkat, öğrenme, odaklanma, hafıza, neden-sonuç ilişkisi kurma, analiz etme gibi bilişsel becerilerinin gelişimine katkıda bulunur.
Bilinçli farkındalığın sadece bilişsel değil, aynı zamanda fiziksel, duygusal ve davranışsal olarak da pek çok olumlu katkısı bulunuyor. Erken dönemde bedenle kurulan bağlantı sayesinde çocuklar bedenlerinin verdiği sinyalleri ve beden sınırlarını anlama konusunda gelişirler. Bu durum çocuğun fiziksel dayanıklılığını artırır. Beden ve duygu dünyası arasındaki bağlantıyı düşündüğümüzdeyse fiziksel dayanıklılıkla birlikte duygusal esneklik ve dayanıklılığın da arttığını söyleyebiliriz.
Duygusal dayanıklılık ve esneklik sakin bir sinir sistemiyle yakından ilişkili. Anda ve bedenimizde olarak sakin bir sinir sistemine sahip olabiliriz. Bilinçli farkındalık sayesinde sakinleşen zihin, beynin korku ve kaygı merkezinin dengeye gelmesini sağlar. Sakin bir sinir sistemi çocuğu strese, travmaya, zorlu duygu ve durumlara karşı dayanıklı hâle getirir.
Çocuklar dikkatli ve bilinçli bir şekilde anın içinde bulunurken nefeslerinin farkına varmayı öğrenirler. Nefese odaklanma otomatik pilotta hareket etmenin önüne geçerek çocuğun içgüdülerini, duygularını ve düşüncelerini daha iyi fark etmesine yardımcı olur. Aynı şekilde kendilerine şefkatle ve kalıp yargıların ötesinde yaklaşmaları duygu ve düşünceleriyle temas etmelerini kolaylaştırır. Duygularını bastırmak yerine anlamaya, tanımlamaya ve kabullenmeye başlarlar. Bu durum sadece iyi hissettiren duygularla değil, aynı zamanda zorlayıcı durumlar ve duygularla da daha iyi baş etmelerini sağlar. Bilinçli farkındalık hâli çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini daha rahat kabullenmesinin, tanımlayabilmesinin ve ifade edebilmesinin yolunu açar. Bunun sonucunda da çocuklar duygularını daha iyi yönetebilirler.
Bilinçli farkındalık yalnızca bireysel, aynı zamanda pek çok sosyal etkiye de sahip… Birey ve toplumun ne kadar bağlantılı olduğunu düşünürsek bu sonuç çok da şaşırtıcı değil aslında. Söz ettiğimiz sosyal etkilere yakından bakalım biraz… Bilinçli farkındalık şefkatli değerlendirmeyi içerdiği için çocukların hem kendilerine hem başkalarına kin, nefret ve şiddet gibi duygularla yaklaşmalarının önüne geçebilir. Bu durum empati duygusunu da besleyip geliştirebilir. Sevgi, merhamet ve mutluluk, daha iyi insan ilişkilerine, dolayısıyla da daha mutlu bir sosyal hayata sahip olmalarına yardımcı olur. Aynı zamanda kendi duygu ve düşüncelerine yargısız, açık ve şefkatle bakabilme hâli çocukların diğer çocuk ve yetişkinlerle kurdukları ilişkilerde de empati kurmalarına yardımcı olur. Diğer bir deyişle bilinçli farkındalık sayesinde çocuklar kendisini sevebilen, karşısındakini anlayarak sağlıklı ilişkiler kurabilen çocuklar olarak büyüyebilirler.
Genel olarak şöyle söyleyebiliriz: Bilinçli farkındalık çocukların gelişimi için fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal birçok fayda barındırıyor. Bu nedenle çocukların hâlihazırda sahip olduğu bu becerinin korunması ve geliştirilmesi için destek vermemiz çok önemli. Kendine ve duygularına küçük yaşlardan itibaren açık ve yargısız yaklaşmak, kendini tanımak ve bilmek çocuğun psikolojik olarak iyi olma hâlini sadece çocukluğunda değil, yetişkinliğinde de desteklemeye devam eder. Bu da daha mutlu, huzurlu ve açık bireyler yetişmesini sağlar.