Günlük hayatımızda tehdit altında olduğumuzu hissedince, bir ihtiyacımız karşılanmadığında ya da yapmamız gereken bir sorumluluğumuzu yerine getiremediğimizde “savaş ya da kaç” moduna geçeriz. Bu moda her geçtiğimizde bedenimizde kortizol ve adrenalin gibi hormonlar salgılanır ve bunlar kalbimizin daha hızlı atmasına, kalp basıncımız ve kan şekerimizin yükselmesine, bağışıklık sistemimizin bastırılmasına, nefes alış verişimizin hızlanmasına ve boşaltım sistemimize daha az kan gönderilmesine yol açar. Geçici stresin bu yan etkileri bizim için bir problem teşkil etmez; aksine bunlar performansımızı, odaklanma kapasitemizi ve yetilerimizi artırarak strese girmemize sebep olan durumun üstesinden gelmemizi sağlarlar. Ancak aynısını devamlı stres yaşadığımız zamanlar için söyleyemeyiz.
Devamlı ya da kronik stres bedenimizi ve zihnimizi sürekli olarak etkiler. Başka bir deyişle, bu durum kortizol ve adrenalinin bedenimizde devamlı salgılanmasına yol açar.
Meditasyon pratiği, çeşitli uyaranlardan uzaklaşarak kendimize küçük bir mola yaratıp anı izlemeye başlamamız için bize alan açar. Meditasyon pratiği esnasında, zihnimizde beliren düşünceleri ve bu düşüncelerin bizi götürdüğü yerleri fark edip anda kalmaya devam etmeyi deneriz. Düşüncelerin zihnimizdeki akışına tanık olur ve her birinin geçip gitmesine izin veririz.
Bu şekilde ana odaklanarak beynimize “Ben güvendeyim ve sakin olmaya hazırım.” mesajını veririz. Bu sinyali alan beynimiz yavaşça sakinleşmeye başlar ve bedenimize rahatlama sinyalleri gönderir. Kalp atış ritmimiz ve nefes alış verişimiz yavaşlar. Stresin bedenimizde ve zihnimizde yarattığı yan etkiler böylece azalır ve bedenimiz her zamanki işlerini daha sakin bir ortamda yapmak için kendine bir alan bulur.
Birçoğumuz bunun farkında olmasak da hayatlarımız koşuşturma içinde geçerek sınırlarımızı zorlamamıza sebep olabilir. Bu durumda kendi ihtiyaçlarımızı gözetemeyip motivasyonumuzu kaybedebilir, kendimizi devamlı zorlamanın hem duygusal hem de fiziksel sağlığımız için yarattığı zararları gözden kaçırabiliriz.
Düzenli olarak meditasyon yapmak; hızlı hayatlarımızın içinde yavaşlamak, bir anlığına durup gündelik kararlarımıza yön veren içsel değerlerimizi hatırlamak için çok güzel bir fırsat olabilir. Bu açıdan meditasyon, kendimize dönmemiz, ihtiyaçlarımızı hatırlamamız, mental ve fiziksel sağlığımızı korumamız ve sınırlarımızı çizmemiz için bir araç. İşlerimizi yetiştirmek için zamanımız olmadığını düşünüp strese girdiğimiz veya kendimizi çıkmazda hissettiğimiz anları meditasyon yaparak fark edebilir ve zaman içinde duygularımızı dengeleyebiliriz.
Kendimize hatırlatmamız gereken bir şey var: Meditasyon tüm problemlerimizi anında çözebilecek bir ağrı kesici değil. Meditasyon, aslında hayata farklı açılardan bakabilme pratiği ve bu pratiği bir alışkanlık hâline getirerek bu yolculukta daha sabırlı olmayı deneyebiliriz. Böylece hem deneyimlerimize yapıcı bir bakış açısıyla yaklaşabilir hem de duygularımızı anlayarak ihtiyaçlarımıza karşı nasıl daha özenli olabileceğimizi keşfedebiliriz.