Gözlerine Teşekkür Et

sarah-cervantes-789805-unsplash

Şükran, her geçen gün biraz daha hızlanan hayatımızın içinde hissetmeyi unuttuğumuz duygulardan biri. Onu tanıyor ve anımsıyoruz ancak varlığını ne kadar duyumsadığımız tartışılır. Gündelik koşturmaca arasında istediklerimiz gerçekleştiğinde bile ne kadar yürekten teşekkür ediyoruz? Şükran duygusunun pratik ettikçe geliştirilebilir ve hayatlarımıza yayılabilir olduğunu ne kadar sık unutuyoruz. Hele getirilerini…

Minnettar olmak, şükran duymak, teşekkür etmek veya şükretmek… İfade biçiminden bağımsız içeriğe odaklanmamız gerekiyor. İster inandığımız bir varlığa, ister evrene, ister bizi mutlu eden kişiye veya duruma sunabiliriz teşekkürümüzü. Mühim olan o duyguyu canlandırmak, pekiştirmek ve hayatımıza yayılmasına müsaade etmek.

Şükran duymak son yıllarda pozitif psikolojinin ilgisini çeken konulardan biri oldu. Hatırlanıp canlı tutulmasını da bu ilgi ile gelen bilgiler vesile oldu. Bilimin söylediğine göre şükran duygusu psikolojik ve fizyolojik iyiliğe giden yolda çok etkili bir yapı taşı. Yürüdüğün yolların kenarına döşeyeceğin “teşekkürler” mutluluğuna ve iyi haline büyük katkı sağlıyor. Şükran hissinin insanları daha olumlu, daha az bencil ve daha sabırlı yaptığını açıkça gözlemliyoruz. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki; farkındalıkla ve yürekten duyulan şükran duygusu; daha az fiziksel rahatsızlık yaşamayı, ikili ilişkilerde daha sağlıklı ve pozitif iletişim kurmayı, bireysel mutluluğu, geleceğe daha umutlu bakmayı da sağlıyor.

Bunun en etkili, hızlı ve kalıcı yolu; ulaşılması en kolay kaynaklara yönelmektir, yani duyularımıza.

İçgüdümüzü neden kapının dışında bıraktık?

Böyle güzel getirileri olan şükran duygusu aslında hepimizin içinde var; sadece diğer soydaşları gibi ilgiye ihtiyaç duyuyor. Olumsuz gelişmelere odaklanmaya öyle meyilliyiz ki söylenmek şükretmenin hep birkaç adım önüne geçiyor. Bir şeyi çok istiyor, çok diliyoruz ve gerçekleştiğinde sanki onlar hep oradaymış gibi kıymetini bilmiyoruz. Yani varlığına çoğu zaman şükretmiyor; onu istediğimiz yoğunlukta ona ilgi göstermiyoruz. Ancak o şeyle ilgili terslikler yaşadığımızda onu dilimizden düşürmüyor; saatlerce, günlerce konuşabiliyor, söylenmekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Aslında şükretmenin ne olduğunu biliyoruz. O halde söylenmek bize daha mı kolay geliyor?

Şükran duygusunun kendisi; bilmek, farkında olmak ve takdir etmekle birliktelik halindedir; çünkü şükretmek için farkında olmamız gerek. Farkındalıkla şükretmek ise, bize o duygunun kazanımlarını getirir. Sevdiğiniz kişiye sevgini dolu dolu ifade eder gibi, şükran duygunu da içinden taşarcasına ifade edebilir misin?

Neler olduğunu bilmeli, farkındalıkla algılamalı ve onu takdir etmeliyiz.

Şükran duygumuzu nasıl geliştirebiliriz?

Bunun en etkili, hızlı ve kalıcı yolu ulaşılması en kolay kaynaklara yani duyularımıza yönelmek. Soluduğumuz nefes, kokladığımız bir meyve, izlediğimiz gün batımı, içtiğimiz kahvenin tadı ve işittiğimiz bir kedi miyavlaması gündelik hayatımızda hemen hemen her gün yaşadığımız anlardır. Bunları duyumsadığımızın farkında olmazsak onlara teşekkür sunamayız. Anda olmak, anda farkındalıkla akmak o şeyleri takdir edip kıymetlerini anlamamızı sağlar. Kahve yudumlayabilmek, çocuğumuzun gülümseyişini görebilmek, annemizin sesini duyabilmek, tezgahta karşımıza çıkan o en sevdiğimiz meyveyi elimize alıp dokunabilmek, burnumuzu uzatıp koklayabilmek ve hatta ağzımıza atıp tadabilmek bir teşekkürü hak ediyor…

Biraz alıştırma yapalım.

Farkındalığın temel gereksinimi olan şükran duygusunu geliştirmek için üzerinde çalışmak gerektiğini söylemiştik. Bu çalışmaların adına belki “Şükran Alıştırmaları” diyebiliriz. Tıpkı o sevdiğin meyvenin ilgiyle sulanıp beslenerek sana ulaşması gibi; var olan her şeyin yeşerip büyüyebilmesi için ilgiye ihtiyacı vardır; duygularımızın da! Şükran, hatırlanıp gün yüzüne çıkartılmak için içinde seni bekliyor.

  1. Kendine bir defter edin, sadece şükran duygunu yazacağın bir defter. Adına ister teşekkür defteri de, istersen kendin bir isim ver. Tasarım için sana bir öneri: defterinin büyüklüğüne göre her sayfaya 3 ya da 5 yıl ver. Örneğin 2019, 2020 ve 2021 için 12 Şubat günü aynı sayfada sıralı olsun. Satır başlarına yılı yazabilirsin.  Her gece yatmadan önce ait olduğu yılın bölümüne geride kalan günden 3 an, 3 kişi ya da 3 durum seçip ona şükranlarını sunduğun bir yazı yaz. Sonraki yıl 12 Şubat’ta aynısını yapacağın zaman, önceki yılı görmek ve gülümsemek keyifli olabilir.
  2. Bir şükran kavanozu oluştur. Şekline sen karar ver ama uzun soluklu olabilmesi için mümkünse büyük olsun, Yine her gün, belki bu kez şükrettiğin sadece bir şeyi yaz ve at kavonozuna. Zor zamanlarda içinden rastgele bir “şükür hatırası“ seçip okumak sana iyi gelebilir.
  3. Güne şükrederek başla. Yataktan öylece kalkmadan önce; belki yanında uyuyan sevgilini, belki içeride mızmızlanan evladını, belki birazdan demleyeceğin çayın kokusunu kendine hatırlat ve teşekkür et her birine. Çocuğun sadece gülümsediğinde değil; ağladığında da o anın kıymetini hissetmek atacağın büyük bir adımdır.
  4. Alarm kur. Teknolojinin fırsatlarından faydalan ve elinin altındaki telefona her gün, nispeten uygun olduğun bir zaman dilimi için hatırlatıcı ayarla; adı “teşekkür alarmı“ olabilir. Böylece yapmakta olduğun her ne ise onunla farkındalıkla kalabilir ve varlığını derinlerde hissedip ona teşekkürlerini sunabilirsin. Şükür duygusunu önce veya sonrasında değil; tam da o anda dolu dolu yaşamak için bu iyi bir yol olabilir. Günlük rutinlerin çok net ise, alarm saatini belirli aralıklarla değiştir, farklı güzelliklerin farkına var.
  5. Hatırlatıcı obje seç. Bu bir kolye ya da cüzdanına bırakabileceğin bir taş olabilir. Sevdiğin renkte, desende, baktığında içini açabilen ve mümkünse yeni satın aldığın bir şey olsun. Sadece amacıyla özdeşleşsin, o esnada her ne yapıyorsan her baktığında sana şükretmeyi hatırlatsın.

Pekiştirdikçe yerleşecek.

Şükran alıştırmalarını kendi hayal dünyana göre geliştirebilir veya şekillendirebilirsin. İhtiyacın olan asıl şey onları bırakmamak. Öğrenme emareleri gösterdiğinde zihin tembelliğe yönelir ve “bu kadarı kafi ben kaptım, tamam“ diyebilir. İradeni göstermen gereken an burada başlar. Bu alıştırmaların etkilerini görmeye başlamak seni daha da körüklesin, izin ver şükran duygusu hayatının her alanına yerleşsin ve kalıcı olsun. Yukarıdaki uygulamaları tekrarladıkça bu duygu pekişecektir.

4 Comments

Leave a Reply