Çocuklarda Sorumluluk Bilinci Nasıl Gelişir?

Çocuklarımıza tamamlamaları için belirli görevler ve işler vererek sorumluluk duygusunu teşvik edebiliriz. Peki, çocuklar için hangi sorumluluklar hangi yaşta uygundur? Bu soruların cevabı ve daha fazlası için bu makaleyi inceleyebilirsin! 
Children2

Sorumluluk nedir? Nasıl oluşur?

Bebeklik çağı hariç yaşamımızın başından itibaren belli başlı görev ve sorumluluklar üstleniriz. Her zaman hoşumuza gitmeyen bu davranışlar, kişinin asıl sorumluluğu olan yaşam sorumluluğunun aslında bir parçası. Birey olabilmek adına attığımız adımlar, aldığımız sorumluluklar bize yol gösterir. Ebeveynler çocuklarının gelişiminden sorumludur ama çocuklarının tek başlarına da ayakta durabilmesi adına onlara belli başlı görev ve sorumluluklar vermelidirler. Bu sorumlulukları verirken ebeveynin kendi sorumluluklarını yerine getirmesi, çocuğun kendi sınırlarını ve sorumluluklarını öğrenmesinde etkili olur. 

John Locke’un “boş levha” Kavramıyla İnsan Gelişimi

Öğrenme en temel anlatımla kişinin deneyimleri sonucunda oluşturduğu uzun vadeli kazanım ve değişimdir. John Locke’a göre “boş levha” olarak doğduğumuz düşünülürse o levhayı öğrenimlerle doldurmamız gerekmektedir. Çocuk doğduğu andan itibaren başarılı bir gözlemci ve öğrencidir. Gözlemleri sonucunda belli başlı davranımları kazanır. Neyin kabul edilebilir neyin edilemez olduğunu öğrenir. Kuşkusuz bir çocuğun ilk öğretmenleri ebeveynleridir. Çocuk dünyayı ebeveynlerinin gözünden öğrenir. Bakış açısını, davranımlarını, hatta duygulanımlarını ebeveynlerine göre şekillendirir. Bebeğin en temel ihtiyacı hayatta kalmaktır ve bunun için ebeveynler olarak bizler bebeğin yol göstericisi oluruz. 

Yaşam yolunda öğrenimlerini pekiştiren çocuklar, anne ve babalarının davranışlarından örnek alırlar. Bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarından bekledikleri sorumlulukları kendilerinin de yerine getirmesi oldukça önemli. Ebeveynlerin görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği durumlarda çocuğun benzer bir olayda sorumluluk almasını istemek çocukta, “Nasılsa annem babam yapmıyor, ben de yapmak zorunda değilim.” izlenimi yaratabilir. 

Örneğin bizler eve geldiğimizde çantamızı odaya götürmüyor, salonda veya girişte bırakıyorsak çocuk da benzer bir davranış sergileyecektir. Çocuğumuzun bir davranışı kazanmasını istiyorsak bizler de benzer şekilde davranmalıyız.

Çocuktan Yapabileceğinden Fazlasını Beklememek

Her ebeveyn çocuğunun kendine yeten, ayakları üzerinde duran bir birey olmasını ister. Bu nedenle küçük yaştan itibaren çocuğa uygun ufak sorumlulukların verilmesi bu gelişime katkı sağlayacaktır. Unutmamalıyız ki her çocuk kendine hastır, o nedenle oluşabilecek beklentiler ve gerçekçi olmayan kıyaslamalardan kaçınmalıyız. Çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini göz ardı etmemeliyiz. Çocuklara görev ve sorumluluk verilirken beceri sınırlarının gözetilmesine özen göstermeliyiz. Yüksek beklentilerle gelişimsel açıdan yapamayacağı görevlerin verilmesi, çocukta “Başarısızım.” algısını oluşturabilir. Bu tür durumların tekrarlanması sonucunda çocuk o eylemi yapmaya dair arzusunu kaybedebilir. 

Çocuğun gelişimsel süreçlerine hâkim olmak bu noktada oldukça önemli. Örneğin 2 yaşındaki bir çocuktan ayakkabısının bağcığını bağlamasını beklememeliyiz. Bu, çocuğun gelişimsel olarak zorlanacağı bir durum olur. Onun yerine, örneğin oyun hamurlarıyla oynadıktan sonra kutuların içine koyması gerektiği öğretebiliriz. Böylece çocuk, bizlerin de yardımıyla hamurların oyun sonrası kutularına koyulması gerektiğini öğrenir. Benlik kavramı oluşmaya başladığı zamanlarda küçük görevler verilerek çocuklar hazırlanmalıdır. Aksi durumlarda okul çağına gelen çocuklarda bu sorumlulukları geliştirmeye çalışmak ebeveynler için zorlu bir süreç olabilir.

Sorumluluk kelimesinin bizlerin zihninde çağrıştırdığı anlam önemli. Yetişkinlikten farklı olarak çocuklarda sorumluluk kavramı küçük davranım kazanımlarıdır. Başarısız olduğunu hissettirecek deneyimlerden kaçınılması, öz güven zedelenmesini önleyecektir. Yaşına uygun olan fakat yapamadığı durumlarda ise cesaretlendirmek bir o kadar önemli. Çocuktan beklenen eylemlerin sonuçlarının değil de çabasının önemli olduğunun vurgulanması, çocuktaki deneme hevesini artıracak ve yapabildiğini görmek öz güvenini geliştirecektir. 

Unutma, hiçbirimiz doğuştan her şeyi bilerek doğmuyoruz; deniyoruz, yanılıyoruz ve öğreniyoruz. O nedenle çocukların denemesine izin vermeliyiz. Yapamadığı durumlarda hemen devreye girmek, “Nasıl olsa yapan biri var, yapmama gerek yok.” gibi düşüncelere yol açarak eylemden uzaklaşmasına sebep olabilir. Ebeveynler çocuklarının zorlandığını görmek istemezler, o nedenle iyilikleri için çocuğun yapması gerekenleri onun adına yaptıkları gözlenir fakat burada asıl soru şu: Bu durum gerçekten çocuklar için iyi olan mı?  

Özellikle 0-6 yaş aralığında deneyimlemeye izin verilen durumlarda, çocuk yapabildiğini gördükçe yetkin hisseder, meraklanacak ve öğrenmeye istekli olur. Çocukluğunda verilmeyen sorumlulukların yetişkinlik hayatında görülmesini beklemek yanıltıcıdır. “Büyüyünce yapar.” düşüncesi bir noktada öğrenmediği bir eylemi yapmasını beklemek olacaktır. Çocukların yetişkinlik hayatında da sorumluluk alabilmesi için sorumluluk alan ebeveynleri görmesi kadar kendi kendilerine sorumluluk almaları da önemlidir. 

Özellikle 6 yaş sonrası ev görev dağılımında çocuk, kendisini zorlamayacak sorumluluklar alabilir. Bu noktada devreye iş birliği girer. Çocuk ebeveynlerinin yardımıyla ekip çalışmasını da gözlemlemiş olur. Bu noktada anne ve babanın kendi sorumluluklarının olması, ev işleri denilince sadece annenin akla gelmemesi önemlidir. Anne ve baba masayı hazırlarken çocuktan da peçeteleri getirmesi ve yerleştirmesi istenebilir. Böylece çocuk hem kolektif bir iş bölümüne tanık olur hem de hangi cinsiyette olursa olsun ev işlerinde görev alabileceğini öğrenir.

Özellikle günümüzde zorlu pandemi koşullarında çocukları harekete teşvik etmek adına da ev içi iş bölümünde çocuklara görev vermek yararlı olacaktır. İş bölümünü örneklendirmek gerekirse oyuncaklarını dağıttıktan sonra toplamak, evde bir evcil hayvan varsa mamasını ve suyunu vermek, dışarıda oynayacak yaştaysa eve geldiğinde üstündekileri kirli sepetine atmak, odasını toplamak, sofranın kurulmasına ve toplanmasına yardımcı olmak gibi etkinlikler söylenebilir.

Peki, Görev ve Sorumlulukların Yaş Dağılımı Nasıl Olmalı?

Sorumluluk vermek için 1 yaş biraz erken olabilir. 2 yaş ve sonrası için çocuklara dönemlerine göre görevler verilebilir.

2-3 Yaş Arası Çocuklar İçin Sorumluluklar

2-3 yaş arası çocuklar için basit görevler hedeflemeliyiz. Örneğin bulaşık makinesine bulaşıkları yerleştirdikten sonra çalıştırma düğmesine basabilir, yediği bir yiyeceğin çöpünü çöpe atabilir, kaşık, çatal, küçük su bardaklarını kullanarak yeme-içme eylemini kendisi gerçekleştirebilir. Diş fırçalamak, el yıkamak gibi öz bakımını destekleyen eylemler seçilebilir.

4-5 Yaş Arası Çocuklar İçin Sorumluluklar

4-5 yaş aralığında boyunun hizasında olan yiyecekleri buzdolabına koyabilir, masayı kurarken size yardım edebilir, bulaşıkların toplanmasına yardımcı olabilir, yemek yapılırken ufak görevlerde yer alabilir, kıyafetlerini kendisi giyebilir, çıkarabilir, çamaşırları toplamak, renklerine göre ayırmakta yardımcı olabilir, kardeşi varsa kardeşinin bakımında anne ve babaya yardımcı olabilir. Mesela kardeşinin altı değiştirilirken bezini getirebilir.

6-12 Yaş Arası Çocuklar İçin Sorumluluklar

6-12 yaş civarında eşyalarını düzenleyebilir, koruyabilir, toplayabilir, evcil hayvan varsa maması ve suyundan sorumlu olabilir, evdeki bitkileri sulayabilir, kendi odasını toplayabilir, okula gidecek materyalleri bir gün önceden hazırlayabilir, ödevlerini eksiksiz yapabilir, yemeğin hazırlanmasına yardımcı olabilir.

Meditopia'yı ücretsiz indir
Meditopia’yı ücretsiz indir

12 Yaşından Büyük Çocuklar İçin Sorumluluklar

12 yaşında ve daha büyük çocuklar daha nitelikli sorumluluklar alabilirler. Bulaşık makinesini yerleştirmek, çalıştırmak, alışverişte yardımcı olmak, kendi bütçelerini yönetmek, para biriktirmek, odalarının temizliğinden sorumlu olmak, evde yalnız kalmak gibi sorumluluklar alabilirler.

Çocuklar doğdukları andan itibaren anne ve babanın desteğine ve onayına ihtiyaç duyarlar. Yazının başında da belirttiğim gibi çocuklar için ebeveynler birer kılavuz gibidir. Anne ve baba olarak bizlerin geri bildirimleri çocuk için öğretici olacak, hangi eylemlerin yapılması gerektiği konusunda fener görevi görecektir. Geri bildirimler çocuğu teşvik edici biçimde olmalı. Çocuğun yapamadıklarından çok, yaptıklarının görülmesi çok önemlidir. Olumsuz geri bildirimler çocuğu o davranışı yapmaya teşvik etmenin aksine, o davranışın edinilmemesine neden olabilir. 

Bir çocuk için anne ve babasının onayı çok son derece önemli. Çocuğun yaptığından çok yapamadıklarının görüldüğü durumlarda çocuk kendisini yetersiz, başarısız hissedebilir. Bu nedenle olumlu davranışı pekiştirmek adına çocuğun yapamadıklarından çok, yaptıklarını görmeye çalışmak gerekir. Onaylanan, davranışı ilgi gören çocuk o davranışı tekrar yapma isteği duyacaktır. Kendi yapmak istediği sorumluluklara öncelik vermek ve yaptığında olumlu geri bildirim almak çocuğun hem motivasyonunu hem de öz güvenini artıracaktır.

Her ebeveyn çocuğunun hayatla başa çıkabilen, sorumluluk sahibi birer yetişkin olmasını hedefler. Bu hedefe giden yolda ebeveynlerin görevi yadsınamaz. Unutmamalıyız ki çocuğun yaşına ve gelişimine göre görevlerin verilmesi çocuğun bireyselleşmesine ve kendine yeten bir birey olmasına katkı sağlar.

Leave a Reply